Alessandra Torre || Karanlık Yalanlar
Yabancı Yayınları
336 Sayfa
Çevirmen: Onur Kınacı Birler
KONUSU:
Bu bir aşk hikâyesi ama okuması kolay olanlardan değil...
Brant:
Yirminci yaş gününde bir teknoloji milyarderi oldu. Benimle üç yıldır beraber. Dört kere evlenme teklif etti. Dört kere reddedildi.
Lee:
Ev hanımlarıyla aşna fişne yapmadığı zamanlarda çim biçiyor. Elleri ve vücudunun diğer parçaları son derece yetenekli. Bilse de bilmese de, iki yıldır benim tarafımdan takip ediliyor.
Durmayın. Yargılayın beni. Benim aşkımın nelere yol açtığı hakkında en ufak bir fikriniz bile yok. Daha önce bu hikâyeyi duyduğunuzu düşünüyorsanız güvenin bana… duymadınız.
YORUM:
İlk olarak, Kitap Oburları'na beni konuk yorumcu olarak aralarına kabul ettikleri için teşekkür ediyorum. (Özellikle de böyle güzel bir kitapta!) İkinci olarak da şunu söylemek istiyorum; kitabı kesinlikle kapağına göre
yargılamayın! İçindeki erotizm, çoğu historical romandan bile daha az. Bu
kesinlikle sadece "erotik" bir roman değil!
Kısa bir konu ve karakter özeti geçmek gerekirse...
1- Lana, ana kadın karakterimiz. Kendisi cemiyetlerin,
zenginlerin, çalışmayı ayıplayan insanların arasında büyümüş ve bu çevreden
ölesiye nefret ediyor. Bir yandan da tam olarak o hayatın insanı! Sonra bir gün
zeki (zeki demek hafif kalır, adam deha!), yakışıklı ve daha genç yaşta kendini
zenginliğe kavuşturmuş Brant'le tanışıyor...
2- Brant son derece zeki, işkolik, daha önce duygusal ilişki
yaşamaya vakti olmamış bir adam. Ama bunu istemediğinden ya da yapmadığından
değil. Brant'in bir sırrı var... ve bu sırrı çok az insan biliyor. (Sandığınız sır değil canlarım, aklınızı okuyorum...ama o değil.) Bir gün, bir
bağış yemeğinde Lana'yı görüyor ve sonrasında ikisinin de dünyaları değişmeye
başlıyor.
3- Lee. Lana'nın Brant'in sırrını öğrendikten sonra
tanıştığı erkek karakter. Başkasıyla birlikte olması, fakir olması, çalışmak zorunda
olması, öfkeli olması Lana'nın umurunda bile değil. O adam onun, o kadar!
Öncelikle kitap kesinlikle beklediğim gibi değildi. Ben böyle saf erotika falan bekliyordum. Hani şu yavan konusu olanlardan... Ama kesinlikle öyle çıkmadı. Aklınızda sürekli tilkilerin dolaşmasına sebep olan bir kitap. Şöyle bir yata yata okuyayım diyemiyorsunuz, çünkü "hadi amaaa," diye parmağınızı kemiriyor oluyorsunuz :)
Üstte de söylediğim gibi, Brant'in bir sırrı var! Bu büyük
bir sır, tabii ben daha başlardayken sırrından şüphelenmeye başlamıştım ve
şüphelendiğim şey de çıktı... Bunun ne olduğunu söylemiyorum, ama kesinlikle
"Aaa Brant'in acı odası var," ya da "Brant hâkim" gibi
şeyler düşünmeyin. KESİNLİKLE o tarz bir sır DEĞİL.
Farkına varmayanları sarsabilecek bir sır.
Lana karakterine bayıldım. Güçlü, güzel, sinsi planlar
yapmaktan çekinmeyen, sevdiği adam için her şeyi yapabilecek sağlam bir kadın!
Cidden kaya gibi. Hatta kimi yerlerde kadının gözü kara hallerine hayret ederek
güldüm.
Brant ayakları yere sağlam basan, dikkatli bir adam ve
sevgisini, ilgisini kesinlikle gizlemiyor.
Lee, en başta Lana'yla ilişkiye girse de ardından kız
arkadaşı olduğunu söylüyor ve Molly (kız arkadaşı) kesinlikle uyuzzzz olduğum
karakterlerden biriydi. Bir suçu yoktu belki ama kıza gıcık oldum! Lee,
Brant'in paralı olmasını, zeki olmasını, akşamları Lana'yla kalanın o olmasını
ölesiye kıskanıyor ve gözlerinizin önünde bir hortum oluşmaya başladığını fark
ediyorsunuz.
Bu kitapla ilgili en sevdiğim şeylerden biri de, yazarın
gereksiz melodramlara girmemiş olması. Çoğu şeyi kesin olarak biliyorsunuz,
bilmediklerinizi ise dikkatle pıtır pıtır toplayarak ilerliyorsunuz. Bazı
şeyleri anlıyor olsanız bile merakla okutmaya devam ediyor. Çünkü bunların
nasıl keşfedileceğini ve bunlara nasıl tepkiler verileceğini görmek
istiyorsunuz.
Kitap başladıktan sonra 3 yıl öncesi, 2 yıl 8 ay öncesi gibi kısımlarla devam ediyor ve günümüze kadar geliyor. Kimi kısımlarda diğer karakterlerin bakış açılarından da okuyoruz. Yazar kesinlikle özenli bir şekilde ilmek ilmek işlemiş olay örgüsünü.
Diline gelince, son derece akıcıydı, sadeydi, etkileyiciydi.
Onur'u gerçekten tebrik ediyorum, çevirisi su gibiydi. :)
Lana'nın da dediği gibi: Durmayın, yargılayın onu. Ama bu
kitapta yazanlarla ilgili kesinlikle bir fikriniz yok. Yaptığınız her tahmin
sizi ön yargı yolunda yürütecek ve düşündüklerinize pişman olacaksınız :)
1 puanını kırdım, evet. Onun sebebi de maalesef spoiler'lı
bölgede olacak :)
SPOILER! OKUMAYANLAR BAKMASIN!!!
SPOILER!!!
SPOILER! OKUMAYANLAR BAKMASIN!!!
SPOILER!!!
Spoiler
YanıtlaSilBrant resim çekilmeyi sevmiyor resimleri yok ama magazin dergilerinde sadece lana röportaj veriyor orada sevgilisinden bahsettiği için anlıyor