31 Ekim 2014 Cuma

J. A. Redmerski - Hiçliğin Kıyısında (The Edge of Never #1) Kitap Yorumu





J. A. Redmerski - Hiçliğin Kıyısında 


Ephesus Yayınları

472 Sayfa

Çevirmen: Süreyya Çalıkoğlu


Konusu: 

Yirmi yaşındaki Camryn, alışılmışın dışında bir yaşam tarzı düşlemektedir. Fakat başına gelen trajediler bu yaşamı kendisinden zorla çekip alınca, ilk bulduğu otobüse atlayarak varış noktasını bilmediği bir yolculuğa çıkar. Çıktığı bu kendini yeniden keşfetme yolculuğunda, kendisi gibi nereye gideceğini bilmeyen, Andrew Parrish adında biriyle tanışır. Fakat Andrewun da bazı karanlık sırları vardır.

Andrew yolculukları esnasında Camryne kimseye bağlı kalmadan, içinden geldiği gibi yaşama, en derin ve kuytu arzularına teslim olma sanatını öğretir. Ancak Andrewun ondan gizlediği sır yolun sonunda kendisini beklemektedir. Bu sır ikiliyi bir araya getirebilecek midir, yoksa onları sonsuza dek birbirlerinden ayrılmaya mı mahkûm edecektir?




KİTAP YORUMU:


Öncelikle, kitabı 22 Aralık 2012'de okuyup bitirdim. Yani Türkçe'sini okumadım, yaptığım yorum o yüzden çevirisi, dili ve edisyonuyla ilgili yorumlar içermiyor. :) Yorumu okuduktan hemen sonra yapmıştım, şimdi burada paylaşmak istedim.



"Herkes yabancı olarak başlar."



Öncelikle şunu gönül rahatlığıyla söylüyorum; okuduğum en güzel kitaplardandı... 

Son anına kadar beni içine hapsetti. Beni böylesine etkileyen kitap sayısı bir elin parmaklarını geçmez ama bu kitap başardı bunu... 

Başını okuduğunuzda klasik bir sahne sanıyorsunuz. Olayları zihniniz kendi kendine yazmaya başlıyor ama kitap sağ gösterip sol vuruyor ve bambaşka bir boyutta ilerlemeye başlıyor. Ana karakterlerden Camryn kendine güvenen, eğlenceli ve tatlı bir genç kız. Ama hayatında yaşadığı zorluklar onu biraz uzaklaşmaya itiyor. Hiç beklemediği anda ve beklemediği bir yerde tanıştığı bir genç adam olan Andrew hayatını değiştiriyor. Bunca zaman düşündüğü, hayalini kurduğu çoğu şeyi ona yapabileceğini kanıtlıyor Andrew...



"Fakat kalbin kendine ait bir aklı var ve o her zaman istediğini alır."


Yağmur yağarken arabanın üstüne uzanmak gibi... Kıza zorla şarkı söylettirmek gibi... Kendisine daha çok güvenmesini sağlamak, hissettiği her şeyi, o anda söylemek gibi... Kız kusarken saçını tutmak ve o banyonun zeminine yatmak istediğinde gitmek yerine, onun yanına uzanmak gibi...


Aslında klişeleri klişelikten çıkaran bir yazar. Kitabı okurken o kadar çok güldüm ki, kalbim haddinden fazla ritmini artırdı bazen ve kimi yerinde o kadar çok ağladım ki... Böyle kibarca düşen gözyaşlarından değildi ama burnum akarken, göz yaşlarından ne yazdığını göremeyecek hale geldim. Bazı yerlerde elimle ağzımı kapattım hıçkırıklarım çıkmasın diye... Beni çok derinden etkiledi kitap.




Mutlu son veya mutsuz son diye bir şey söylemeyeceğim ama herkes mutlaka okusun. Pişman olmayacaksınız bu kadarını söyleyeyim. 

Türkçe'ye çıktığı anda alacağım ve baş ucu kitaplarımın arasına katılacak. Hiç sıkılmadan defalarca okuyacağım nadir kitaplardan olacak... 



Andrew Parrish ve Camryn Bennett... Sanırım günlerce etkinizde kalacağım...




5 üzerinden 5 yıldız!



"Bitkim muhtemelen ölmüştür."

Camryn biraz şaşırmış görünüyordu. "Bir bitkin mi var?"

Gülümsedim. "Evet, onun adı Georgia."








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder