6 Ocak 2014 Pazartesi

Kitap Kokusu Zamanı: Ella ve Micha'nın Sırrı



Ella ve Micha’nın Sırrı


Yazar: Jessica Sorensen
Yayınevi: Pena Yayınları
Sayfa Sayısı: 320
Yayın Tarihi: Kasım 2013
Çeviri: Şerife Elif Subaş





Kitabın Konusu:

Ella ve Micha’nın bir sırrı var ve bu sır, tüm hayatlarını değiştirecek…

Kural tanımaz, tutkulu bir karakteri olan Ella, hislerini korkmadan yaşayan bir genç kızken bir gün her şeyi arkasında bırakıp üniversiteye gider ve burada kurallara itaat eden, tüm sıkıntılarını kendine saklayan, sessiz birine dönüşür. Ancak yaz tatili yaklaşırken evinden başka gidecek bir yeri olmadığını anlayan Ella, geri döndüğünde uzun zamandır içine gömdüğü anıların ortaya çıkmasından çok korkar.

Zeki, seksi ve güvenilir Micha, Ella’ya herkesten daha yakındır, öyle ki onun en gizli sırlarını bile bilir. Micha tanıyıp sevdiği o eski Ella’yı geri istemektedir fakat genç kız evini terk ettiğinde kalbinin bir parçasını geride bıraktığından habersizdir. Micha’ya karşı duyduğu hisleri kendine bile itiraf edemeyen Ella ise her şeye baştan başlamalıdır. 

Peki Micha kaybettiği aşkını tekrar kazanabilecek mi?




Yorumum:

ÜKG'nin hediyesi olan Ella ve Micha'nın Sırrı, uzun zamandır içinde bulunduğum kitap orucunu bozmamı sağladı. Kitap okuyamıyordum ve isteğim bile bitmişti. Tarzlar, kelimeler, cümleler bile aynı geliyordu ama Ella ve Micha bana beklediğimi verdi!

Akşam saatlerinde başladığım kitabı elimden bırakamadım. Saat gecenin dört buçuğu olduğunda kendimi kitabı bırakmaya ikna edebildim. Elden düşmeyen kitaplardan biriydi.

Kitap Ella ve Micha'nın bir köprü üzerindeki konuşmaları, intihar girişimi vs. gibi hareketli bir halde başlıyor. Ve bu anıyı yarım yamalak bir şekilde öğreniyoruz. Kitaptaki o an, çoğunlukla sözü edilen ve her seferinde bir bilgi daha öğrendiğimiz "O GECE" halini alıyor. Yazar okuyucuya ufak merak bombaları atıyor ve heyecanı taze tutuyor. Bu yüzden sıkılmıyorsunuz.


Kitap hem ana kadın karakter Ella ve ana erkek karakter Micha'nın ağzından yazılmış. Bu yüzden duygularına dair merak ettiğiniz kısımlar açıkta kalmıyor. 

Micha gerçekten sevilesi bir adam. Ama benim için daha da önemli olanı; Ella sevilesi bir kız... Eğer kadın karakteri sevdiysem, o kitabı sevme olasılığım neredeyse %60'tır. Azımsanmayacak bir oran bu. O yüzden Ella'yı sevmek, bana kitabı da sevdirdi.

Ella çok güçlü, yaralı, gizli dertleri olan bir kız. Micha da öyle. Anlatılanlardan ikisinin de manken gibi olduğu izlenimini aldım :) Ella yeşil gözlü, uzun, koyu renk saçları olan, uzun boylu bir kız. 

Micha desen... Ah... O Micha desen! Masmavi gözler, sapsarı saçları, uzun boy, kaslar, dövmeler, dudaktaki o ısırma isteği uyandıran piercing. Bu adamı al, biblo niyetine başucuna koy :) Aynı Kellan enişteniz! 

İkisi de sorunlu ailelerle büyümüş, büyük dertler atlatmışlar ve birbirlerini herkesten daha iyi anlıyorlar. Ella "o geceden" sonra kimselere nereye gittiğini haber vermeden kaçıyor. Micha'ya bile! 


Küçük bir kasaba hikayesi... Ve çocukluk aşkı da denilebilir. Yan karakterler önemsenmiş ve bu hoşuma gitti.

Ella ve Micha'nın arasındaki sırrı öğrendiğimde hayal kırıklığına uğramadım. Çünkü çok somut bir sonucu olan bir sır beklemiyordum zaten. Az çok tahmin etmiştim. 



Kapak fotoğrafına da değinmek istiyorum. Mükemmel! Micha'nın piercing'i o kadar anlatıldıktan sonra kapaktaki adamda piercing görmeseydim uyuz olurdum! :) 

Sevmediğim şeylerden birisi kitabın uzatılması, yani bir seri haline getirilmesi. Bence bu kitapta her şeyi bir sonuca bağlamalı ve bitirmeliydi. Kimi kısımları gereksizdi. (Micha'nın gelen bir telefonla gittiği ziyaret gibi.)
Çeviri iyi gibiydi ama çok fazla devrik cümle vardı. Doğal bir anlatım olması hoşuma gitti. Ama repliklerin haricindeki bu devriklik rahatsız ediciydi. Kendimi sürekli onu düzeltirken buldum :) 

Her neyse. Okuyun :)


Puanım: 4 Kepenek :)


1 yorum: