Son zamanlarda aklım...
Hem karışık, hem çok durgun, hem çok
kimsesiz, hem çok kalabalık, hem çok sessiz, hem de çok gürültülü...
Atanamayan bir ebe
olmanın yanında özel hastanelerde de çalışmak istemeyince bildiğin vasıfsız
işçi olarak kalıyorsun... Bir kere sadece sekreter olabilirim sanırım... Şu iş
arama sitelerine girmeye çok korkuyorum. Kendimi yalnızca gereksiz hissetmemi
sağlıyorlar.
Bunun yanında severek
yaptığım ama bana bir peni (!) bile kazandırmayan çevirmenlikle uğraşıyorum. Bu
kafamı hem meşgul, hem de fazla sessiz hale getiriyor...
Bir yandan da bir kitap
yazmaya çalışıyor, onu da beceremiyorum...
Artı, artık işe gir
ısrarlarına değinmiyorum bile...
Birde bunun evde otura
otura alınan kiloları var!
Yaradanın gücüne gitmesin
de verdim mi eksiksiz veriyor yarabbim.
Bu tür durumlarda sanırım
en büyük desteğim, huzurum, biriciğim, diş düşmanı kahvemden başkası kalmıyor
geriye. Bilir misiniz bilmem ama bizim oralarda (Tokat'ın bir köyü) büyük
kovalara "helki" derler... Böyle aşırı içsel dumur yaşadığım
dönemler bardak yetmiyor bana! Helkiyle verin şu zıkkımı diyorum.
Yine de yetmiyor.
Huzursuzluk geçmiyor...
Ama şu uçsuz bucaksız,
"Aha şu iki kaşımın ortasındaki ağrı," denilen anatomik
bölgemdeki ağrıyı şıp diye kesiveriyor. Eh bu da bir şeydir.
Sanırım zamanı geldi.
Helkimi getirin bana!
burada da takibindeyim kuzucum <3
YanıtlaSilBende buradayıııım. Her zaman! <3
YanıtlaSilÇok doğru ya! Helkiyle verin :)
YanıtlaSilOvv.. Hoş geldiniz bebeklerim :))
YanıtlaSilSen böyle içten olduktan sonra takipçin çok olacaktır ;)
YanıtlaSil:)) Çok teşekkürler :))
SilHelkiyi boşver bacım fıçıyla içsek yaramıyor..
YanıtlaSilYarayacağını ummak bile güzel bir teselli :)
Sil