29 Kasım 2013 Cuma

Bardak Yetmez Helkiyle Verin!

Son zamanlarda aklım...



Hem karışık, hem çok durgun, hem çok kimsesiz, hem çok kalabalık, hem çok sessiz, hem de çok gürültülü...

Atanamayan bir ebe olmanın yanında özel hastanelerde de çalışmak istemeyince bildiğin vasıfsız işçi olarak kalıyorsun... Bir kere sadece sekreter olabilirim sanırım... Şu iş arama sitelerine girmeye çok korkuyorum. Kendimi yalnızca gereksiz hissetmemi sağlıyorlar.

Bunun yanında severek yaptığım ama bana bir peni (!) bile kazandırmayan çevirmenlikle uğraşıyorum. Bu kafamı hem meşgul, hem de fazla sessiz hale getiriyor... 

Bir yandan da bir kitap yazmaya çalışıyor, onu da beceremiyorum...

Artı, artık işe gir ısrarlarına değinmiyorum bile...

Birde bunun evde otura otura alınan kiloları var! 

Yaradanın gücüne gitmesin de verdim mi eksiksiz veriyor yarabbim.

Bu tür durumlarda sanırım en büyük desteğim, huzurum, biriciğim, diş düşmanı kahvemden başkası kalmıyor geriye. Bilir misiniz bilmem ama bizim oralarda (Tokat'ın bir köyü) büyük kovalara "helki" derler... Böyle aşırı içsel dumur yaşadığım dönemler bardak yetmiyor bana! Helkiyle verin şu zıkkımı diyorum. 

Yine de yetmiyor. Huzursuzluk geçmiyor...

Ama şu uçsuz bucaksız, "Aha şu iki kaşımın ortasındaki ağrı," denilen anatomik bölgemdeki ağrıyı şıp diye kesiveriyor. Eh bu da bir şeydir.

Sanırım zamanı geldi. Helkimi getirin bana!





8 yorum:

  1. Bende buradayıııım. Her zaman! <3

    YanıtlaSil
  2. Çok doğru ya! Helkiyle verin :)

    YanıtlaSil
  3. Ovv.. Hoş geldiniz bebeklerim :))

    YanıtlaSil
  4. Sen böyle içten olduktan sonra takipçin çok olacaktır ;)

    YanıtlaSil
  5. Helkiyi boşver bacım fıçıyla içsek yaramıyor..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yarayacağını ummak bile güzel bir teselli :)

      Sil